Mobil Uygulamalar İle Para Kazanmak – “50.000 kişi 1$ verse…”

By -

“Pek sevdik biz akıllı telefonları…”

Akıllı telefonlar günlük hayatımızın bir parçası haline geldi

Akıllı telefonlar günlük hayatımızın bir parçası haline geldi

Candy Crush’la zulüm gibi geçen metrobüs yolculuklarının acısını hafifleten…

Yıllardır görmediğimiz arkadaş üzerinden gem/diamond/foo/bar kazanmak için günde 500 oyun daveti atmamıza sebep olan akıllı telefonlar artık hayatımızın değişilmez bir parçası.

“E ben bundan para kazanırım ki?”

– Algoritma nedir biliyorsunuz?

Elbette!

– Yazılım geliştirmişliğiniz de var?

Kuzene website şey ettiydik zamanında…

– Deneme yapabileceğiniz bir telefonunuz da vardır herhalde?

Ayıpsın!

E tamam o zaman daha beklemenin anlamı ne? Sonuçta herkesin bir akıllı telefonu var.

Hemen bir şeyler yazmaya başlarsanız, bu kullanıcılar sayesinde, önümüzdeki ay içerisinde zengin olmamanız için hiçbir sebep yok! Öyle değil mi?

Değil.

İsterseniz en optimize, en hızlı, en eğlenceli uygulamayı geliştirin.

Pek çoğumuzun korkulu rüyası olan topraklara girmediğiniz sürece uygulamanız eş/dost tarafından yüklenip tarihin tozlu sayfalarına gömülecektir: Pazarlama

“Yahu tamam, uygulamayı bir yazayım hele, pazarlamasına da bakarız.”

Pazarlamaya bu şekilde baktığımız sürece bakmaktan öteye gidemeyeceğiz ne yazık ki. (Suçlayıcı şekilde anlatayım ki benim de bu yollardan geçtiğim anlaşılmasın)

İşin pazarlama kısmı aslında uygulamayı gerçekleştirmeyi kafamıza koyduğumuzda, bir satır kod bile yazmadan evvel başlıyor.

Önce uygulamayı geliştirip sonra pazarlamaya çalışan yazılımcı (temsili)

Önce uygulamayı geliştirip sonra pazarlamaya çalışan yazılımcı (temsili)

Öncelikli olarak kafamızdaki fikri hedef kitlesine açıklayıp onların bu konudaki fikirlerini almamız gerekiyor. Zira hedef kitlesine onaylatılmamış bir uygulama markete çıktığı andan itibaren herkes tarafından duyulsa bile kullanılmayacaktır.

Fikir bize ne kadar güzel gelirse gelsin, uygulamayı kullanacak hedef kitle kendine bir fayda (eğlendirme, mücadele, zaman kazandırma, işleri kolaylaştırma vb.) göremiyorsa, uygulamanın suratına bile bakmayacaktır. Bize göre ne kadar zekice, ne kadar yaratıcı, ne kadar faydalı gelirse gelsin, uygulamanın asıl değeri kullanıcılar tarafından biçilir.

Fikri şekillerle/şemalarla ne kadar çok insana sunarsak (çoktan kastım gerçekten çok, 20-30 kişi değil sadece) o kadar çok geribildirim alabiliriz. Aldığımız geribildirimler de fikrimizin aslında çok saçma/daha önceden yapılmış/gereksiz/güzel düşünülmüş ama iyi uygulanamamış olduğunu en kısa zamanda gösterecek ve tutmayacak bir fikir için kodlamayla geçecek aylarımızı/yıllarımızı bize kazandıracaktır. Bu aşamada mühim olan olabildiğince kendimize karşı dürüst olmak. Kullanıcıların dediklerine kulak asmadan, eleştirilere bahane bularak yolumuza devam edersek çok yüksek ihtimal duvara toslayacağızdır.

“Şekil/şema derken?”

Kullanıcılara uygulamamızı sözlü olarak anlatabileceğimiz gibi, (çok daha iyi bir tercihle) şekillerle de anlatabiliriz. En etkili anlatım şekli görsel anlatım olacaktır. Uygulama ekranlarımock-up‘larla hazırlayıp, kullanımını infografiklerle ve videolarla anlattığımız zaman hem kullanıcının kafasında fikir oluşturmasına yardım etmiş hem de gerçekten kullanıcı tarafından ciddiye alınmış oluruz. Zira genelde insanlar yazılara 1-2 saniyeden çok bakmaz, görsele bakar. (günümüzdeki “caps” modası gibi) Görseller ve tanıtım için harcanacak haftalar kodlama ve testle geçecek aylara her zaman yeğdir.

Güzel görseller daima güzel yazılara karşı tercih edilmiştir.

Güzel görseller daima güzel yazılara karşı tercih edilmiştir.

“Baktın olmuyor…”

Ooooh, fikrimizi şekilli şemalli bir güzel tanıttık tanıması gereken kitleye… Ama o da nedir! İnsanlar (kalabalık sayıda bir insan grubundan bahsediyorum) fikri çekici/kullanışlı bulmadı… O kadar da görsel hazırladık haftalarca… Boşa mı gidecek şimdi o görseller!!!!

Aptallar! Nasıl bulmazlar! Ben oturayım 5 ay uğraşayım uygulamayı bir çıkarayım da o zaman beğenirler kesin, heh heh.

Boşa gitsin, uğraşma sakın! Yol yakınken fikirden vazgeçmek en akıl karı iş olacaktır. Batmakta olan gemiyi inatla yüzdürmeye çalışmanın hiçbir faydası olmayacağı gibi bünyeye zararı olacaktır. Yeni fikirler bulunur tekrar. Sonuçta bizde fikir bitmez!

“Beni hatırladın mı?”

Eğer kullanıcıların ilgisini çekebildiyseniz ve bu kullanıcılarla iletişim kanalları oluşturduysanız (e-mail listesi, popüler internet sitesi haberleri, facebook grubu, twitter takipçileri, yüz yüze görüşme, konferans vb.) ne mutlu size! Şimdi uygulama çıkana kadar periyodik olarak varlığınızı hatırlatma vakti. Sürekli görsellerle desteklenen güncellemeleri kullanıcılara kendinizi tekrar etmeden, onları sıkmadan, çok uzun aralar vermeden ulaştırmanız, kendinizi ve uygulamanızı hatırlatmanız gerekiyor. Bu kadar koşuşturma arasında kimse bir kere gördüğü uygulamayı aylarca hatırlayacak değil ya?

İşin suyunu çıkartmadan hatırlatmalar yapmak büyük önem arz ediyor.

İşin suyunu çıkartmadan hatırlatmalar yapmak büyük önem arz ediyor.

İlgisini çektiğiniz insan müşteriniz, onun arkadaşları da potansiyel müşterileriniz olacaktır. Kendinizi karşınızdakini bunaltmadan ne kadar çok hatırlatırsanız sizin için o kadar iyi olacaktır. Nihayetinde, en iyi reklamı müşteriniz yapar.

“Her şey tamam, 50.000 kişi 1$ verse köşeyi dönerim!”

Bzzzzt! Yanlış cevap. Bir anda böyle bir sayıya ulaşmanız çok çok çok çok çok çok çok zor olduğu gibi, insanlar referans görmeden direkt satın alma yoluna gitmeyecektir. Gitse bile bu gelir bir sefer gelecek ve uygulamayı satın alanlar bir daha ödeme yapmayacaktır.

Bunun yerine uygulamayı bedavaya verip, belli kısıtlar oluşturup (oynama hakkı, kullanım süresi, ekstra özellikler vb.) bu kısıtları aşmak için üyelik/anlık para ödemesi gibi yöntemler tercih edebilirsiniz. (aka. freemium) Eğer kullanıcıların para ödemesi gerçekten kullanılabilirliğe etki edip güzel bir fayda sağlayacaksa, oluşacak düzenli gelir tek seferde satın almaya göre daha yağlı bir kapı olacaktır.

Sonuç olarak…

Hedef kitle onayına sunulmadan piyasaya sürülecek her uygulama hüsranla sonuçlanacaktır. Bu bağlamda çok güzel bir yazıyı şuradan okuyabilirsiniz.

Aklınızdakileri hayata geçirebilmeniz dileğiyle!

-->